Yüce Allah Peygamberine, “Ey iman edenler! Allah’a, Resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin.” ayetini nazil ettiğinde, “Ey Allah’ın Resulü! Allah’ı ve Resulünü tanıdık. Peki, sana itaat ettiğimiz gibi kendilerine itaat etmemiz gereken emir sahipleri kimlerdir?” diye sordum. Buyurdu ki:
“Onlar Benim halifelerim ve Benden sonra Müslümanların imamlarıdır. Birincisi Ali b. Ebu Talib’dir.
- Sonra Hasan,
- sonra Hüseyin,
- sonra Ali b. Hüseyin,
- sonra Muhammed b. Ali O Tevrat’ta Bakır olarak tanınır, sen O’nu göreceksin ey Cabir, O’nunla görüştüğünde Benim selamımı O’na ilet,
- sonra Sadık Ca’fer b. Muhammed,
- sonra Musa b. Ca’fer,
- sonra Ali b. Musa,
- sonra Muhammed b. Ali,
- sonra Ali b. Muhammed,
- sonra Hasan b. Ali,
- sonra adı ve künyesi Benim adım ve künyemle aynı olan, Allah’ın yeryüzündeki Hüccet’i ve kulları arasındaki rahmeti olan Hasan b. Ali’nin oğludur. Zikri, yüce olan Allah, O’nun eliyle doğuyu ve batıyı fethedecektir. O, dostlarından ve sevenlerinden uzun bir süre gizli kalacak o dönemde sadece Allah’ın kalbini imanla imtihan ettiği insanlar O’nun imamet inancında sabit kalacaktır.”
“Ya Resulullah! O dönemde Ehl-i Beyt’i sevenler O’ndan yararlanabilecekler mi?” diye sordum. Buyurdu ki:
“Beni peygamber olarak gönderene and olsun ki, onlar O’nun Gaybet döneminde, O’nun nuruyla aydınlanacak ve velayetinden yararlanacaklar, tıpkı halkın bulut kapatsa dahi güneşten yararlandığı gibi ey Cabir! Bu, Allah’ın gizli sırlarından ve Allah’ın saklı hazinelerindendir. Bunu ehli olanlar dışındakilerden sakla…”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleminden
İmam Hasan el-Askeri ve İmam Muhammed Mehdi s.319