Resulullah (sav), Allah’ın emriyle Medine’ye hicret ettiğinde, Emirü’l-Mü’minin Ali’yi çağırarak şöyle buyurdular:
“Benim geceleri üzerime örtüp yattığım yeşil Harezmi kumaşı üzerine örterek Benim yatağıma yat.“
Hz. Ali’de, Resulullah’ın evini saran müşriklerin yatakta yatanın Hz. Ali olduğunu anlamamaları için Hz. Peygamberin buyurduğu şekilde onun yatağına yattı. Böylece Resulullah rahatça müşriklerin arasından sıyrılıp çıktı.
Yüce Allah, Hz. Cebrail ve Hz. Mikail’e:
“Ben sizin aranızda kardeşlik tesis ettim. şimdi birinizin ömrü diğerinden kesinlikle fazladır. Sizden hanginiz ömrünüzün çokluğunu, diğerine bağışlamaya hazırdır?” buyurduğunda, arz ettiler ki;
“Allah’ım, bu bir emir midir, yoksa ihtiyari midir? (tercih hakkı var mıdır)”
Allah Teala “ihtiyaridir” buyurdu. Bunun üzerine onlardan hiç birisi, kendi iradeleriyle ömürlerinin fazla olan süresini diğerine bağışlamaya razı olmadı. Bu sırada Allah Teala onlara şöyle hitap etti:
“Ben velim olan Ali’yle, nebim olan Muhammed’in arasında kardeşlik tesis ettim. Ali, kendi hayatını Peygambere feda etmeyi tercih ederek; canıyla O’nu korumak için onun yatağına yattı. Yeryüzüne inin; O’nu, düşmanların şerrinden koruyun.“
Melekler hemen yere indiler. Hz. Cebrail, Hz. Ali’nin başucuna, Hz. Mikail ise ayakucuna oturdu. Ve Hz. Cebrail şöyle dedi:
“Tebrikler olsun, tebrikler olsun sana ey Ebu Talib’in oğlu! Allah seninle meleklerine karşı iftihar ediyor.“
Bu esnada Resulullah’a Bakara Suresi’nin 207. ayeti nazil oldu. Ayet şöyledir:
“İnsanlardan öylesi vardır ki, canını Allah’ın hoşnutluğunu elde etmek için satar, kendini feda eder. Allah kullarına karşı rauftur, çok merhametlidir.“
Prof.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleminden
İmam Ali s.30